Şile escort rüzgârlı sokaklarında yürürken, gecenin serinliği Elif’in ince montundan içeri işliyordu. Şehrin gürültüsünden uzak gibi görünen bu küçük kasaba, aslında Elif’in taşıdığı yorgunlukları daha görünür hâle kalın bacaklı getiriyordu. Yirmi üç yaşındaydı ama çocukluğundan beri sürüklediği yükler onu olduğundan daha büyük gösteriyordu.
Elif, İstanbul’un kalabalığında kaybolmuş bir ailenin kızıydı. Babası bir gün aniden ortadan kaybolunca annesi iki çocukla baş başa kalmıştı. Yoksulluk, borçlar, bitmek bilmeyen ihtiyaçlar… Her şey üst üste gelince Elif sert escort okulunu bırakmak zorunda kalmış, bir süre garsonluk yapmıştı. Ancak annesi hastalanınca tüm yük Elif’in omuzlarına çökmüştü. Borçlar büyüdükçe o da çaresizce daha çok para kazanması gereken bir yola sürüklenmişti. Başta direnmişti, defalarca denemişti, fakat hayat bazen insanı hiç istemediği kapılara zorla götürürdü.
Şile escort gelişi ise bir “kaçış” değil, daha çok “soluklanma” çabasıydı. Burada işler daha sakindi, insanlar daha az konuşur, daha az yargılardı. En azından Elif öyle ummuştu.
Gündüzleri çoğu zaman sahilde oturuyordu. Deniz, ona bir çeşit huzur veriyor, dalgaların götten ritmi zihnindeki karmaşayı bir süreliğine susturuyordu. Bir gün yine sahile gidip eski taşların üzerine oturduğunda, elinde karanfillerle yürüyen yaşlı bir kadın fark etti. Kadın gülümseyerek Elif’e yaklaştı ve bir çiçek uzattı.
Bir yanıt yazın