
Kadıköy escort Melike, Kadıköy’ün kalabalığına karışmadan, hep kenardan yürürdü. Geceleri bile hareketli olan sokaklarda o hep sessizdi; adımlarını yavaş atar, gözlerini yerden kaldırmazdı. Hayat kadınları arasında kaybolmak belki bir tercih değildi, ama Melike’nin yıllar içinde dönüştüğü kimlik, onu tam da oraya çekmişti. O, ne tam vardı ne de yoktu; şehrin gölgesinde, kimseye çarpmadan geçip giden bir hayalet gibiydi.
Bir kadının sustuğu yerde, geçmişi konuşmaya başlar
Kadıköy escort Melike konuşmazdı, ama gözleri anlatırdı her şeyi. Sözlerini çoktan yitirmiş, acısını içe almış, zamanla kendiyle bile konuşmayı bırakmıştı. Bir zamanlar öğretmendi. Sınıfta öğrencilerine umutla baktığı günlerdenn, şimdi kendi adını bile yabancı hissedeceği gecelere savrulmuştu. Bir evliliğin içinde kaybolmuş, bir ihanetin ardından hayatta kalmak için başka yollar aramak zorunda kalmıştı.
Bir gece, Kadıköy’ün dar sokaklarından birinde, onunla aynı kaldırıma oturan bir kadınla göz göze geldi. İkisi de hiçbir şey söylemedi. Belki de bu işteki kadınlar en çok birbirlerinin sessizliğini anlardı.
Melike her sabah gün doğarken aynı kafede oturur, kahvesini içerdi. Yanında kimse olmazdı ama garson artık ismini bilirdi. Yalnızlığına kimse karışmaz, geçmişini kimse kurcalamazdı. Çünkü Melike’nin yaraları anlatmakla değil, yaşamakla kabuk tutmuştu.
Günün ilk ışıklarıyla, denize bakan bir banka oturdu. Martı sesleri arasında içinden bir cümle geçti: “Bir gün, bu şehir beni hatırlamayacak. Ama ben kendimi affedebilirsem, bu yeter.”
Bir yanıt yazın