Ataşehir’de Yarım Kalan Kadın

Hande, Ataşehir escort ışıklı caddelerinden çok, kuytularını bilirdi. Modern kulelerin gölgesinde, gecenin içinden sızan bir hikâyeydi o. Hayat kadınları arasında silinmek kolaydı; ama Hande, kendi izini bırakmak için direnenlerden olmuştu. Giydiği kırık topuklu ayakkabılar, yorgun sokak lambalarının altına basarken çıkardığı sesle kimseyi rahatsız etmezdi. Çünkü onun varlığı, zaten çoğu insan için yoklukla eşdeğerdi.

Geri dönülemeyen yollar, bazen sadece bir adımla başlar

Hande, zamanında muhasebe stajyeri olarak başladığı bir plazada çalışmıştı. Kahvesini sade içer, kimseye fazla soru sormazdı. Ama bir gün, mesai sonrası gelen o “küçük rica” zincirine takıldı. Önce sessiz kaldı, sonra kabullendi. En son kendine yalan söylemeyi öğrendii. Şimdi ise geceleri kazandığı parayla sadece kirayı değil, geçmişinin yükünü de ödemeye çalışıyordu.

Bir akşam, genç bir adam arabasını yol kenarına çekti ve camı indirdi. Hande göz göze gelmeden yürümeye devam etti. Çünkü bazı geceler, iş değil, sadece sessizlik arardı. İnsan kendinden kaçamazdı ama bazen susarak izini kaybettirebilirdi. O da bunu yapıyordu: Kendine.

Ataşehir’in merkezinden uzaklaştıkça sokaklar tenhalaşır, sessizlik çoğalırdı. Hande bu sessizlikte nefes almayı öğrenmiştii. Gürültülü yaşamlardan, plansız ilişkilerden, hesapsız dostluklardan çoktan vazgeçmişti. Geceleri soğuk olurdu ama yalnızlık, en azından dürüsttü.

Sabaha karşı bir apartmanın önünde otururken, çantasından defterini çıkardı. Sayfalarca boşluk vardı içinde. Kalemi eline aldı ama hiçbir şey yazmadı. Çünkü bu gece de duygularını kelimelere değil, sadece bakışlarına yüklemişti. Ve bazen bu, yazmaktan daha çok şey anlatıyordu.

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir